CHP’den Şehir Hastaneleri İddiası
(ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, ” Sayıştay’ın 2021 raporunda düzeltilmesini istediği hususlarda işlem yapılmadığını belirtmiş ve ‘şehir hastanelerini işleten firmaların dokunulmazlığı mı var’ diye sormuştuk. Üzülerek görmekteyiz ki Sayıştay’ın 2021 ve 2022 yılı Sağlık Bakanlığı raporlarında kamu zararına neden olduğu belirtilen ve düzeltilmesi istenen hususların düzeltilmediği gibi kamu zararına neden olan benzer yeni uygulamalara da sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır” dedi.
Sayıştay’ın 2023 yılı Sağlık Bakanlığı denetim raporları açıklandı. CHP Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, raporda; Sağlık Bakanlığı’nın ihale sisteminde önemli yanlışlıklar bulunduğu, ihaleyi alan yüklenicilerin yükümlülüğünü yerine getirmemesine karşın herhangi bir yaptırım uygulanmadığı, Antalya Şehir Hastanesinin yapım sürecine ilişkin usulsüz uygulamaların olduğunu belirterek, “Projenin asli unsurlarının ilk sözleşmeden çıkarılarak aynı yükleniciye yeni bir ihale verildiği, hastaneye ilişkin mal alımlarının eşik değerlerin altında kalmak amacıyla kısımlara bölünmek suretiyle farklı harcama birimleri tarafından temin edildiği, başlangıç projesinde yer almayan enerji temini gibi birçok eksikliğin iş artışı yoluyla eklendiği, hastane açılma tarihi henüz belli değil iken istisnai bir durum olan pazarlık usulü ile hizmet alımları gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Şehir hastanelerinin işletilmesi sürecinde kamu zararına sebebiyet veren uygulamaların sistematik hale geldiği, önceki Sayıştay raporlarında yer almasına ve kamu lehine düzenleme yapılması istenmesine karşın bu konularda ısrarla düzenleme yapılmadığı görülmüştür” dedi.
“Muhasebe işlemleri mevzuata uygun değil”
Aksaz Şahbaz, Sayıştay’ın 2021 ve 2022 raporlarında yer alan ve düzeltilmediği için 2023 raporlarında eleştiri konusu olan kamu zararına sebebiyet veren uygulamaları şu şekilde sıraladı:
“KÖİ Modeli ile yaptırılan şehir hastanelerinde, hak ve yükümlülüklerin ortaya konulması, toplam sabit yatırım tutarı ile kullanım bedelinin ayarlanması ilişkin nihai tamamlama süreçleri tamamlanmamıştır. KÖİ Modeli ile işletilen şehir hastanelerinde görevli şirketler yer teslimi yapılmadan inşaat işlerine başlamalarına rağmen yatırım ve işletme dönemlerine ilişkin kamu lehine revizyonlar yapılmamıştır. Yaptırılmayan/yapılmayan imalatlar için toplam sabit yatırım tutarı revizyonu yapılmamıştır. Hizmet sunum alanları için ısıtma ve soğutma giderleri ile kat mutfaklarında kullanılan enerji giderleri işletmeci firmalarda tahsil edilmemiştir. Yatırım döneminde Katma Değer Vergisi istisnasından yararlanan görevli şirketlerin istisna kapsamında kira tutarının veya kira süresinin bir kısmından vazgeçmesine ilişkin işlemler tesis edilmemiştir. İhale dokümanı ve projelerde öngörülenden daha fazla alanın ticari alan olarak kullanılmasına karşın sözleşmede buna ilişkin düzenleme yapılmamıştır. Kamu özel iş birliği modeli ile yapılması planlanan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Kampüs Projesi’ne ilişkin sözleşme taraflarca sulhen sona erdirilmesine rağmen görevli şirketin mutabakat yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve kamuya ait alanı teslim etmediği gibi kullanmaya devam etmiştir.”
“3 yıl geçmesine karşın düzenleme ve düzeltme yapılmamış”
Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nin yüksek güvenlikli adli psikiyatri servisinde görevli şirket tarafından güvenlik hizmeti sunulmamasına karşın hizmet kesintisi yapılmadığına da dikkat çeken Aksaz Şahbaz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yine Ankara Etlik Şehir Hastanesi için fiili tamamlama tarihi öncesinde teknolojik gelişmeler kalemi için yapılması öngörülen iş azalışı hususunda mutabakat sağlanmasına rağmen kullanım bedelinin revize edilmediği, güvenlik hizmeti verilmiş ve teknolojik cihazlar alınmış gibi ödeme yapılmaya devam edildiği belirtilmektedir. Belirttiğimiz hususların tamamı Sayıştay’ın 2021 ve 2022 yılı raporlarında da yer almakta ve bu konuda kamu lehine düzenleme yapılması istenmektedir. Aradan 3 yıl geçmesine karşın bu konularda düzenleme ve düzeltme yapılmamış ve işletmeci firmaların lehine uygulamalara devam edilmiş, oluşan kamu zararı da tahsil edilmemiştir.
“2021 yılında sormuştuk, yine soruyoruz”
Sayıştay’ın 2021 raporunda düzeltilmesini istediği hususlarda işlem yapılmadığını belirtmiş ve ‘şehir hastanelerini işleten firmaların dokunulmazlığı mı var’ diye sormuştuk. Üzülerek görmekteyiz ki Sayıştay’ın 2021 ve 2022 yılı Sağlık Bakanlığı raporlarında kamu zararına neden olduğu belirtilen ve düzeltilmesi istenen hususların düzeltilmediği gibi kamu zararına neden olan benzer yeni uygulamalara da sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır. Vatandaşına aşı ve ilaç tedarik edemeyen, aylarca muayene sırasında bekleten Sağlık Bakanlığı, çok övündüğü şehir hastanelerine ilişkin nihai tamamlama süreçlerini sonuçlandıramamış, ödediği kira ve verilen taahhütleri muhasebeleştirmeyi becerememiş, Sayıştay raporlarında sürekli olarak belirtilmesine karşın kamu zararı oluşturan uygulamaları düzeltememiş, ihale süreçlerinde sistematik olarak mevzuat dışı uygulamalara yer vermiş ve taahhütlerini yerine getirmeyen şirketlere karşı herhangi bir müeyyide uygulamamıştır” şeklinde konuştu.
“Sağlık Bakanlığı kimin yararını önceliyor?”
Şahbaz açıklamasını Sağlık Bakanlığı’na yönelttiği şu sorularla sonlandırdı:
“Sağlık Bakanlığı kimin yararını öncelemektedir? Kamunun mu yoksa şirketlerin mi? Kamu zararı doğuran ve işletmeci firmalara menfaat temini anlamına gelen bu uygulamalara neden devam edilmektedir? Şehir hastanelerine ilişkin kira ödemeler, borç ve yükümlülüklerin muhasebeleştirilmesinde neden ısrarla mevzuata aykırı işlemler yapılmaktadır? Gerçek verilerin kamuoyundan gizlenmesi mi amaçlanmaktadır. İhale işlemlerinde neden sistematik olarak ihale mevzuatına aykırı işlemleri yapılmaktadır? Sayıştay denetimi Sağlık Bakanlığı için ne anlam ifade etmekte midir? Sayıştay raporlarında yer alan usulsüz uygulamalar neden devam ettirilmektedir? Bu usulsüzlükleri uygulayan firmalara bugüne kadar herhangi bir yaptırım uygulanmış mıdır? Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu sürecin yakından takipçisi olacak, kamuoyundan gizlenen her bir kuruşun hesabını soracağız.”